hazır sonbahar aylarına girmişken yazmak için kaç haftadır üşendiğim yağmurlu havalarda fotoğraf çekmenin size güzel kareler vereceği hakkında birşeyler yazayım. kısa ve öz: yağmurlu havalarda fotoğraf çekin. yağmur dindikten sonra daha çok çekin! çünkü fotoğraf ışık olmadan hiçbirşeydir ve fotoğrafa güzellik katan ışığın herşeyiyle kareye uygun olması ve güzelliğidir. yağmurda ve yağmur sonrası her yer ıslakken çok daha homojen ve yumuşak bir ışık elde edersiniz. ne çekecekseniz onu sert ışıktan ziyade yumuşak ve etkili bir ışıkta çekmeniz anlatımı (yerine göre) daha da güçlendirecektir. yağmurlu havalar da ışığın çok farklı olduğu ve özellikle şehirlerin ve mimari yapıların daha dramatik görüntüler aldığı durumlardır. yerlerdeki ıslaklıktan kaynaklı yansımalarla neler yapabileceğinizi yazmıyorum bile. neyse fazla uzun laf etmeye gerek yok zaten okumuyorsunuz yazdıklarımı (:

bu eklediğim fotoğraflar yağmurda ve yağmurdan sonra çekildi:

bu gece (geçtiğimiz gece) fotoğraf açısından inanılmaz(!) bereketli şehrimiz ankara’nın neresini fotoğraflasak diye düşünüp dururken aklımıza uzun pozlama fotoğraflar çekmek geldi. iftar sonrası tüm günün biriken aktivite yapma isteğinin de verdiği ilhamla fotoğrafçı arkadaşımla kendimizi kızılay köprülerine attık. çektiğim fotoğraf sayısı az olsa da içlerinden bir-iki tane seçebildim.

bu haftasonu arkadaşımın memleketi olması sebebiyle niğde’nin koyunlu kasabasına gittik. koyunlu şehir merkezine yakın bir kasaba. gezecek pek bir yeri yok, bazı yıkılmamış tarihi evleri ve harap vaziyetteki kilise (fotoğraftaki) dışında… ülkemin neredeyse diğer tüm illeri gibi niğde’nin de merkezinde bir kalesi var (= birkaç da tarihi cami fotoğraf çekilebilecek yerler arasında.

tavsiye; niğde’ye gitmeyin… en azından yolunuz düşmemişse, sadece gezmek için para harcayıp da gitmeyin (: bozkırın ortasında kuru bir ovadan başka birşey yok. şehir merkezinin diğer taşra şehirlerinden bi farkı yok. ha, yolunuz düşer de gezmek zorunda(!) hissederseniz kendinizi, merkeze 7-8 km uzakta gümüşler köyü var. orada bizim kapanışına 15 dk kala gidip gezemediğimiz büyükçe bir oyma taş manastır var, gidin onu gezin. ya da biraz daha yol yapıp nevşehir’e gidin ((=

sadece niğde gazozundan etkilenerek niğde’yi merak edip gidiyorsanız size diyecek söz bulamıyorum… uludağ gazoz için, bursa’ya gidin!

bu arada, ankara’ya dönerken tuzgölü’nde durup üstüne çıkmayı unutmayın (;

geçtiğimiz haftasonu kütahya’daki fotoğrafçı arkadaşlarımla buluşmaya gittim. adına bildik fotoğraf buluşması da denemez aslında, bursa’daki diğer arkadaşlarım-abilerimle çay içmeye gitmiş olduk iade-i ziyaret mukabilinde 🙂 kütahya’lı arkadaşlarımız yine tüm misafirperverliklerini gösterdiler sağolsunlar. çok fotoğraf çektiğimi söyleyemem, toplasam birkaç kare çıkar belki o haftasonundan (bu arada başlıkta “bursa” yapmamın sebebi, dönüşte bursa’lılarla bursa’ya geçip oradan ankara’ya geçmem oldu. birkaç saat bursa’da da kalmış bulunduk)

birkaç fotoğrafın yanında arkadaşlarımızla geçirdiğimiz güzel vakit ve fotoğrafları kaldı 🙂

bu benim photoblog sayfamdır =)

üstteki (ve yandaki) kategorilerde fotoğraflar var